NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
49 - (2855) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب. قالا: حدثنا
ابن نمير عن
هشام بن عروة،
عن أبيه، عن
عبدالله بن
زمعة. قال:
خطب
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فذكر
الناقة وذكر
الذي عقرها.
فقال "إذ انبعث
أشقاها: انبعث
بها رجل عزيز
عارم منيع في رهطه،
مثل أبي زمعة"
ثم ذكر النساء
فوعظ فيهن ثم
قال "إلام
يجلد أحدكم
امرأته؟" في
رواية أبي بكر
"جلد الأمة"
وفي رواية أبي
كريب "جلد العبد. ولعله
يضاجعها من
آخر يومه" ثم
وعظهم في ضحكهم
من الضرطة
فقال "إلام
يضحك أحدكم
مما يفعل؟"
[ش
(عارم)
العارم، قال
أهل اللغة: هو
الشرير المفسد
الخبيث. وقيل:
القوي الشرس.
وقد عرم، بفتح
الراء وضمها
وكسرها،
عرامة،
وعراما فهو
عارم وعرم].
{49}
Bize Ebû Bekr b. Ebî
Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Numeyr, Hişam b. Urve'den,
o da babasından, o da Abdullah b. Zem'a'dan naklen rivayet etti, (Şöyle demiş):
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) hutbe okudu da, deveyi ve onu boğazlayanı anarak şöyle
buyurdu :
«Semûd kavminin en
yaramazı (yerinden) fırladığı zaman: Bu deve için muktedir müfsit, kavminin
içinde Ebû Zem'a gibi kuvvetli bir adam yerinden fırladı.» buyurdu. Sonra
kadınları anarak onlar hakkında va'z etti. Sonra :
«Sizden biriniz ne zamana
kadar karısını dövmeye devam edecek?» Ebû Bekr'in rivayetinde: «Cariyeyi
dövmeye...» Ebû Kureyb'in rivayetinde ise: «Köleyi dövmeye (ne zamana kadar devam edecek)... Olur ki, o
kadınla son gününde cima' eder.» denilmiştir. Sonra ashabına yellenmeye
güldükleri için va'z ederek :
«Sizden biriniz
yaptığına gülmeye ne zamana kadar devam edecek?» buyurdular.
İzah:
Bu hadîsi Buhari ile
Tirmizî «Tefsir» bahsinde; Nesâî «Tefsir» ve «işrâtû'n-Nisâ bahislerinde; İbni
Mâce «Nikâh» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.
Deveden murad; Salih
(Aleyhisselânı)'ın devesidir. Bu deveyi Semûd kavminin en şakisi Kudâr b. Sâlif
boğazlamıştır. Bu adam uğursuzlukta Uhaymir.i Semûd diye darb-ı mesel olmuştur.
Kısa boylu, kırmızı benizli sarışın veled-i zina bir herifmiş.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem), Şems sûresinin: «Semûd kavminin en yaramazı (yerinden)
fırladığı zaman...» âyetini okumuş,
sonra deveyi kesmek için yerinden fırlayan adamın tarifini yapmıştır.
Ârim: Şer, müfsit, pis
mânâlarına gelir. Cahil, serseri mânâsına geldiğini söyleyenler de vardır.
Resûlullah (Salîallahu
Aleyhi ve Sellem) bu adamı Ebû Zem'a'ya benzetmiştir. Ebû Zem'a, Abdullah b.
Ebî Zem'a'nın dedesi Esved'dir. Esved, müslümanlarla alay edenlerden biriydi.
Mekke'de kâfir olarak ölmüş. Oğlu Zem'a dahi Bedir gazasında kâfir olarak
tepelenmiştir.
Abdullah b. Zem'a
rivayeti, zaruret yokken kadın ve hizmetçiyi dövmekten, sesle yellenene
gülmekten men etmektedir. Câhiliyet devrinde Arablar bir meclisde sesle
yellenen kimseye gülerlermiş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bundan
men etmiş, işitmezlikten gelinerek başka şeyle meşgul olunması gerektiğine
işaret buyurmuştur. Çünkü meclislerde sesle yellenmek ve sonra buna gülüşmek
Lût kavminin âdetlerindendir.